http://ari-magazin.com/resimler/banner/tuerkiyemfm.jpg

Türkce
  • Font size:
  • Decrease
  • Reset
  • Increase

Münih'i nefes nefes yaşadım bugün ...- Dilek Baykal

Münih'i nefes nefes yaşadım bugün ...

Pırıl, pırıl bir cumartesi sabahı gözlerimi açtığımda saat henüz 6.30 bile gelmemişken içimi coşkulu bir sevinç kapladı. Uzun zamandır şöyle başımı alıp umursuzca gezmek, hatta tabiri caizse sokaklarını arşınlamak için  ideal bir gündü  bu şehrin. Acele etmek istemiyordum. Kahvemi yudumlarken yine de şöyle kısaca bir göz atmak istedim gitmek, varmak için can attığım "Dosthanelerine". Yüreğim yeniden kabardı, gözlerim doldu, özlemişim belli . Kendime daha fazla eziyet çektirmemek için toparlanıp evden sokağa adım attığımda muhteşem bir sonbahar havası ciğerlerimi doldurdu. Derin , derin nefes alırken yaşadığım bu şehri sevdiğimi, bu şehirde yaşayan dostlarımı, arkadaşlarımı ne kadar çok sevdiğimi hissettim. Hani efkarlandığımızda, çok özlediğimizde yüreğimizi hasret yaktığında, "ah keşke gelmeseydim"  kelimeleri düşmeden dilimden,  şükür ettim, hamd ettim yaşamıma, yaşadığım yere getirene, bana yaşamam için fırsat verene, kaderimi yazana...

(Dua) larımı mırıldanarak yola koyuldum, kıpır kıpırdı yüreğim. Artık sonu nerede bitecek, kestiremeden avarece dolaştım Goethe caddesinde.

Münih'te yaşayan türklerin kalbi olarak bilinen Goethe caddesi  yani küçük İstanbul, çocukluğumu, genç kızlığımı yaşadığım sokakları anımsamak için ideal bir yerdi . Yanılmadığımı Landwehr sokağının köşesine vardığımda anladım. " Vayy ablam seni görmek ne kadar güzel " deyip dostça sarılan gözlerinde ki dostane bakışlarını yüreğimde hissettiğim Konak çiftine rastlamak beni ne kadar uzun zamandır buralara gelmediğimi hatırlattı. Demek ki dostlarımı özlediğimde bir çift " bizden bakan göz görmek istediğimde, geleceğim adres belli olmuştu.. !

Beraberce, biraz ruhumuzu şenlendirmek amacıyla "Octave Osmanlı Musiki Akademisine uzanmaya karar verdik. Türlü, türlü meyvaların, sebzelerin sergilendiği tezgahların arasından geçerken içimizdeki vatan hasretininin yarasına biraz da olsa melhem gibi geldiğini fark ettim bu tablonun..

Verdi süpermarketin önüne geldiğimizde ise sanki ne tarafa baksam  "bir Dost yüzü" görür olmuştum. Nasıl da sıcacıktı bakışlar.. Derinliklerinde hasret, özlem olsa da sıcacıktı işte.. Sımsıcak, buram buram hasret kokan.

Daha sormaya fırsat bile kalmamışken "Öztürk Şahin beyin ismimi seslendiğini duydum. Hoşgeldiniz derken, yüreğindeki musiki sevdasını, ışık saçan gözlerinde görmemek mümkün değildi. Çalışma dairelerine çıktığımızda inanılmıyacak kadar muhteşem simalarla, gülen yüreği ile gülen bir grubun bizi  hoşgeldiniz sözleriyle karşılaması bir ara gözlerimin dolmasına neden olmadı dersem ayıp olmaz sanırım. İşte buydu benim insanım.

Öztürk Şahin bey eşliğinde "Octave Osmanlı Musiki Akademisinde bulunan grub arkadaşlarıyla tatlı bir sohbete daldık. Bana grubun geçmişini, kuruluşunu anlatırken sanki bir ana bebeğini anlatır gibiydi. Doğuşu 2003 olan, verilen muhteşem konserler ile gelişen, şu an alımlı bir genç kız misali Münih'in en gözde salonlarında dinlemeye doyamıyacağınız eserleri seslendiren, salındıkça notalardan dökülen tınılarla daha bir beslenen, başarılarına başarı katan bu Dost "hane" de bulunmanın, yüreğime anlatılamıyacak bir huzur verdiğini şu mısraları dinlerken bir kez daha fark ettim..

Gel sen bize akşam yine mehtap görünsün

Dök bağrıma zülfün gece meltemle bürünsün

Kalbim yine aşkınla sevke bürünsün

Dök bağrıma zülfün gece meltemle sürünsün..

"Ah sürünsün" diye kendi kendime mırıldanırken, ayrılık vaktinin geldiğini bu güzel Dosthanesine veda ederken, yüreğime bakan o güzel yürekli gözlere, o billur gibi çağlayan seslere, Öztürk beye, Dilek hanıma, Dursun beye ve bütün gruba  bakışlarımla minnet duygularımı belirtmeye çabalasam da yüreğim orada kalarak çıktım..

Sıradaki "Dost hanesi" bambaşkaydı, çok başka. Daha  Lindwurm caddesinin köşesine geldiğimde, sanki çocukluğum karşıladı beni, ürperdi yüreğim, titredi film şeridi gibi. Geçmeye başladı herşey gözümün önünden, yetişemez oldum,  başım döndü birden. Yılların yorgunluğunu duvarlarında yansıtan Postahanenin binasına sırtımı dayayıp derin bir nefes aldım, çok güzeldi herşey, çok güzeldi.  Okul yıllarım koşturmalarım, telaşlarım.. Nelere şahit olmuştu bu sokak yarabbim.. Bu günü en çok değer verdiğim kardeş Dosthanesinde kapamak farz olmuştu.  Kendimi onların yüreğine atmak için adımlarımı sıklaştırdım, kapıyı çaldığımda nefes nefese kalmıştım. Bu kadar sevinç, bu kadar dost yüzler arasında olmanın verdiği heyecanı bu hanede sınırlamak,  bu günü en güzel bir şekilde noktalamak istiyordum. Vatandan taze gelmiş olan enva-i çeşit yiyeceklerle bezenmiş masanın başına geçtiğimizde, yüreğimde  bu şehirde dostlarımın arasında yaşamanın huzuru vardı.

Münih'i nefes nefes yaşadım bugün...

İyi ki varsınız Dostlarım,  iyi ki varsınız...

Facebook`ta Paylaş
ari-magazin.Com