Flamenko rüzgarı, düşler ve yabancılar kültür festivali
- Haberin Okunma Sayısı: 16707
Köşe Yazarımız Erol Özkan
Salonun ışıkları birer birer söndü... Anton Fingerle kültür merkezinin kocaman sahnesine tepeden kırmızı bir ışık hüzmasi düşüyor sadece...Salonda çıt yok...Aniden üç küçük İspanyol dansçı kız sahnedeki yerlerini alıyorlarve Flemenko müziği eşliğinde danslarına başlıyorlar...Daha sonra bu üç dansçı kızın hocası olduğunu öğrendiğim ince uzun,dar kalçalı esmer bir İspanyol güzeli puantiyeli eteğini savurtarak sahneye geliyor...İnsanı etkileyen zarif el hareketleri ve dans formlarıyla ,topuk takırtıları eşliğinde dans etmeğe başlıyor...Dudaklarında çapkın bir gülümseyiş ve mağrurbakışlarla bütün salonu şöyle bir süzüyor ve izleyicileri nasılda büyülüyor hiç sormayın?
Sahnede Endülüs’lülere özgü bir estetik güzellik hakim...Usta bir Flemenko dansçısının sahnede bizlere bir anda Akdeniz rüzgarlarının sıcak havasını yaşatmış olması önemli?Ve dansın bitimiyle birlikte salon alkıştan kırılıyor...
Hemen her sene tanık olduğumuz Münih’teki yabancı kültür derneklerinin bir araya gelerek düzenledikleri geleneksel yabancılar festivalindeyiz ...En başta artık görev süresi dolmak üzere olan Münih belediye başkanı Christian Ude olmak üzere Münih’teki yerel politikacılarla yerel seçimler arifesindeki çiçeği burnunda meclis üyesi adayların çoğu orada...
Türk Halk derneğinin organize ettiği ve haftalarca üzerinde konuşulacak olan harika bir şenliğin sevinci içindeyiz ...
Flemenko’dan ,Yunan tragudyalarına,Alevi semahlarından, Fransız Chansonlarına ve İtalyan Opera sanatçılarından ,Polonya halk müziği örneklerine varıncaya kadar,Münih’teki yabancıların temsilcisi guruplar geleneksel müziklerini sergiliyorlar peşpeşe...
Yabancıların bir araya gelip düzenledikleri bu kültür festivalinde en büyük ilgi ve katılım yine bizimkilerden geldi... 468 kişilik salon tıklım tıklım doluydu...Veherkes oradaydı...Münih’in ‘sol sosyetesi’ dediğim renkli bir topluluk içinde geceye katılanlar arasında CHP Münih birliği başkanı Sevgi Fırat ‘la selamlaşırken ,18 yıldır hiç yorulmadan ve bıkmadan Arı dergisini yayımlayan Esin Tekige ve her kültür olayında ortaya çıkıveren Fulya Kip hocaylada ayaküstü konuştuk...
Dernek başkanı Necip Şahin,elinde kağıtlarla oradan oraya koşturuyor ve proğramın aksamaması için ter döküyordu... Fransız,İtalyan ve Yunan sosyalistlerin yanyana oturduğu bu şenliğin sas amacı 16 Mart’ta Bavyera’da yapılacak seçimler... Dile kolay 13 milyon insanın yaşadığı Bavyera’da değişik partilerden listelere giren Türk kökenli adaylar harıl harıl tanıtım kampanyalarını sürdüyorlar...Bu seçimlerde 32 bin aday belediye meclislerinde görev almak için birbirleriyle kıyasıya yarış edecekler?Kısacası kıran kırana bir yarış olacak bu sefer...
Tıpkı Türkiye’de 30 Mart’ta olacağı gibi16 Mart’tada burada yapılacak bu seçimlerin sonuçlarını şimdiden herkes çok merak ediyor ? Münih belediyesi meclis üyeliğine adaylar arasında SPD’li Yunan Kostas Gianacacos ile bizdende 9.sırada aday gösterilen Cumali Naz şimdiden kıyasıya bir mücaadele içindeler ..Ancak Cumali kesinlikle bu yarışı kazanır ve hırslı Yunan’ı yener!
Öteyandan yıllardır SPD ‘li olup bu yarışın koşucularından sayılan Yaşar Fincan ile Dr İnci Sieber hanım ise ortalıkta görünmüyorlar?Onların son anda adaylıktan çekilip politikaya veda ettiklerinide arkadaşlarından öğreniyorum ve üzülüyorum!
Listelerde adları görünmeyenler,kıskançlık içinde birbirlerine çamur atanlarıda bu birkaç saatlik kültür festivalinde görüp şahit olduk ve şaşırmadık?
İster İspanyol.,İster Yunan İster İtalyan yada Türk olsun Akdeniz insanının ortak yapısı bir anda ortaya çıkıyor ... Herkes gergin bir bekleyiş içinde! Özellikle Münih belediye başkanlığının Ude’den boşalan koltuğuna aday olan Dieter Reiter acaba nasıl biri? Ve bu başkanadayının Türklere yaklaşımı nasıl? Münih ve civarında yaşayan 51 bin Türk ençok bunu düşünüyor?
Münihte sokaklargünlerdir baştan aşağı seçim öncesinde adayların boy boy afişleriyle donatılmıştı...Ben ise yabancılar kültür festivalinden yorgun bir kafayla çıkıp gecenin bir vaktinde eve doğru yürüyorum ..Son anda şeytan dürtüyor Goethe meydanına yakın İspanyolmeyhanesi ‘Ole Madrit’’ e girip kendime bir tabak ‘paella’ ile onun yanında İspanyolların meşhur peyniri ‘manchego ‘ile bir Kırmızı ‘Tinto’ şarabı söylüyorum ..Aklıma geçenlerde 66 yaşında Meksikada ölen Flemenko müziğinin efsane adı Paco de Lucia geliyor..Sonra düşler üst üste sökün ediyor...Ve laf aramızda düşlerimde ise zihnimeyerleşen dar kalçalı Flemenko dansçısını mağrur bakışları ve gülüşü var sadece ..
Hepsi bu !