[Sayı: 78 – EYLÜL / EKİM / KASIM 2009]

Hoş, alımlı, hem de başarılı bir iş kadını. Hem aykırı hem de tutucu... Ceyhan doğumlu, 3 erkek çocuk annesi, süper anneanne Hacer Çelik’ten bahsediyorum. İsterseniz bu özel kadını bu söyleşide biraz daha tanıyalım, kişiliğini çözelim.

ARI: Hacer Çelik kimdir? Kendinizi nasıl
tanımlarsınız?
H.Ç.: Risk almaktan korkmayan ama ayağını sağlam basan, istediklerinin peşinden giden, biraz inatçı ama hayatın akışına uyan, içindeki çocukları yaşatan bir insan Hacer Çelik.

ARI: Münih Moosach semtinde dikiş atölyeniz var. (Nähzentrum
Moosach). Kendi işinizin patronusunuz. Başarınızın sırrı?
H.Ç.: Başarılı kadınların sayısı gittikçe artmakta. Kadınlara artık her iş dalında rastlanıyor. Aslında başarının cinsiyeti yok bana göre. Ama kadının iç güdüsü ve duygusal zekası bazı branşlarda avantaj. Başarımın sırrı: işimi sevmem ve işime özen göstermem. Elemanlarımdan da bunu beklerim.

ARI: Firmalar sizinle çalışmayı tercih ediyor. İşinizde yarattığınız farklılık nedir?
H.Ç.: Siparişleri zamanında ve özenle hazırlanmış olarak teslim aldıkları için bana duydukları güven olsa gerek.

ARI: Mesleğinizle ilgili ne söylersiniz?
H.Ç.: Mesleğime gönülden bağlıyım. Şimdiye kadar hiç bir müşterime mahçup olmadım. Getirilen kıyafetleri, müşterilerimin arzuları doğrultusunda tamir etmek, değiştirmek çok dikkatli olunması gereken bir durum. Bir pantalon paçası kısaltmak bile özel özen ister. Terzilik ya da elbise tamiratı titizlik ve sabır isteyen meşakkatli mesleklerdendir. Tekstildeki teknoloji ve seri üretim bu mesleği yokediyor. Ve mesleğe rağbeti azaltıyor. Ama elbise tamiratı yapabilmek için de bu mesleğin inceliklerini öğrenmek gerekli.

ARI: Çalışan kadın olmanın avantajı ve dezavantajları?
H.Ç.: Dezavantaj: Zamanla yarışıyor olmak. Ama bunun dışında dezavantaj göremiyorum. Aktif olmayı, insanlarla temas halinde bulunmayı seviyorum. Her tanıştığım insandan birşeyler öğreniyorum. Çalışmak beni dinamik tutuyor ve hayata bağlıyor.

ARI: İş dünyasında kadın hangi sorunlarla karşılaşabiliyor?
H.Ç.: Kadın olarak kendi çabalarımızla bir yere gelebiliyoruz. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır deniliyor. Ya her başarılı kadının arkasında bir erkek var mı? Maalesef çoğunlukla hayır. Çünkü erkek kendinden üstün kadını yakınında görmek istemiyor. Birakın desteklemesini, kadının yoluna taş bile koyuyor. Ama kadınları takdır eden, destekleyen erkekleri de bu arada gözardı etmeyelim. Şunu da unutmayalım: Güçlü kadın, güçlü toplum demektir.

ARI: Hem işe, hem eve, hem de sosyal yaşantıya nail vakit ayırıyorsunuz?
H.Ç.: Zamanımı çok iyi planlayarak. Programlı çalışrım. Hobilerimi de iki arada bir derede yapmaya çalışırım. Müzik, dans, romantik ortamda yemek tutkularım. Ve de çocuklarım. Sorumluluğunu bilerek dünyaya getirdiğim çocuklarıma karşı görevlerimi yaptığım inanıyorum.

ARI: Başarılı bir iş kadını olmanın yanısıra hayır işlerine de düşkünsünüz. Osmaniye Engelliler okuluna epey destek vermişsiniz. Yemekhanelerinin mobilyalarının yenilenmesinden, Basketbol oynayan engellilerin formalarına, v.s. v.s. kadar. Serap Sezgin hanım okul adına sizi bir şükran plaketiyle onurlandırmış hatta.
H.Ç.: Hayır işlerini gönülden, severek yapıyorum. Gösteriş için değil. Ayrıca bunları yapabilmek için güç ve imkanları Allah bana nasip ediyor. Osmaniye Engelliler Okuluna buradan sevgilerimi gönderiyorum.

ARI: Bir kadın beğenilmesi için ince bir zevk, kültür, görüntü ve karizma gibi her donanıma sahip. Ama yalnız.. Acaba çok mu seçici?
H.Ç.: Kadın ve erkek birbirlerinden ne beklediklerini, mutluluktan ne anladıklarını birbirlerine önceden söylemeliler. Yani açık kartla oynamalılar. Hiç kimse boşanmak için evlenmiyor. Ama cicim ayları geçince, eğer saygı denen erdem de evi terketmişse hatalar acımasızca haykırılıyor yuvada. Yüzgöz olunuyor ve evlilik te çatırdıyor. Böyle bir tecrübe geçirmiş kadınlar da hayatlarında yeni bir sayfa açmak için tabiiki çok düşünüyorlar. Kendi frekanslarından bir partner bulmak ta kolay değil bu zamanda. Buna seçicilik te denebilir.

ARI / Münih / Esin Tekige